Taht Odası

Konu: Geri: Taht Odası Çarş. Nis. 22, 2009 6:47 pm

Bir muhafız koşar adımlarla taht odasına girdi.Beyin dinlendiği yere doğru gidip , kulağına eğildi ve ablasının geldiğini haber verdi.Diğer misafirleride gelmişlerdi.Orta dünyada kalan kudretli elf beyleri ve hanımları.Muhafıza '' Derhal yemek hazırlıklarına başlayınız.Elf misafirlerimize kalacak yer gösterin ziyafete yorgun katılmalarını istemeyiz.'' dedikten sonra ablasını taht odasının kapısında farketti.

Konu: Geri: Taht Odası Perş. Nis. 23, 2009 11:54 am

"Kardeşim"Lthien kardeşini gördüğünde yüzünde gülücükler açmıştı. Uzun zamandır görmemişti ama onu görünce özlediğini fark etmişti. Sıcak bir şekilde kardeşi ile kucaklaştıktan sonra küçükken her zaman yaptığı gibi onu anlından öptü ve uygun bir yere oturdu."Nasılsın kardeşim. Umarım iyisindir."

Konu: Geri: Taht Odası Perş. Nis. 23, 2009 2:23 pm

Ablasının gelişi onu çok sevindirmişti.Biraz kabalık yapıp ayağına kadar çağırtmasının verdiği mahçuplukla ablasının yanında tahtına oturmayıp karşısında bir koltuğa oturdu.Bu ona karşı olan saygısının bir göstergesiydi.Yardımcı elflerden bir tanesi ablası ve onun sevdiği içeceklerden ikram etti. ''İyiyim abla, uzun süredir görüşemiyoruz.Kusura bakma seni yanıma kadar çağırttım ama izinden gittiğimiz fikirin için bir adım atma gereği hissettim senin adına bizimle orta dünyada kalan elf beyleri ve hanımları için yemek organize ettim.Aramızdaki akrabalık bağlarıyla ve sıcak ilişkilerimizin getirdiği özgüven ile uygun bir zemin hazırlanabilir.Bir başka sebebi ise yola düşmeyecek kadar değerli bir hediyemin oluşuydu.Hani hatırlarsın şu eski zamanlarda kaybettiğin garip nesne..'' derken cebinden bir kutu çıkartıp ablasına uzattı.

Konu: Geri: Taht Odası Perş. Nis. 23, 2009 2:36 pm

Lthien kardeşini dinlerken başını sallıyordu. bu iyi bir diplomatik yemek olabilirdi. Diğer elf kabile hanım ve beyleri ile konuşurdu. Ayrıca uzun süredir ayağını atmadığı imladrisde ki sıcaklığıda özlemiş olduğunu fark etti.

"Bir başka sebebi ise yola düşmeyecek kadar değerli bir hediyemin oluşuydu.Hani hatırlarsın şu eski zamanlarda kaybettiğin garip nesne"

Lthien kardeşinin bu sözü karşısında pür dikkat kesildi. Kendisine uzatılan kutuyu aldı ama açmadı.Zira şu an çok şaşkındı ve hatırlamaya çalışıyordu.Uzun zaman önce kaybettiği nesne neydi,hem de kardeşinin garip bulduğu."Arnando,bu nedir* Hatırlayamadım"

Konu: Geri: Taht Odası Perş. Nis. 23, 2009 3:07 pm

Arnando bu cevabı alacağını bildiği için gülümsedi bir kaç dakika,mimikleri ve eliyle bilmiyorum işareti yaptı ama gülmesi devam ediyordu. ''Eminim açınca daha iyi anlayacaksın neden açmıyorsun? ''

Konu: Geri: Taht Odası Perş. Nis. 23, 2009 3:17 pm

(yahu ne görceğimi bilmeden mi açacağım Very Happy

Bu arad aerandire bir görev aç yahu asker değil mi ver kervanın başına onu korusun Smile

)

Lthien minik bir kahkaha attı,aslında tarif edemediği bir duygusuda vardı ve sonunda gümüş kutunun kapağını açtı,ne göreceğini bilmeden. umduğun şey, görmekten mutlu olacağı birşeydi.

Konu: Geri: Taht Odası Cuma Mayıs 01, 2009 3:59 pm

Zenaid parmaklarıyla sıkıca kavradığı dal parçasını taş zemine sürterek Ayrıkvadi'nin yakınlarına ulaştı. Birbirinden güzel çiçeklerin arasında uçuşan kelebekler, etraftan hiç bitmeyecekmişçesine akan su kaynakları arasından ilerledi. Gözlerine inanamıyordu. Etrafta gelişigüzel bir şekilde ilerleyen elfler gördü, başını eğerek selam veriyordu ama onların pek umrunda gibi değildi. Boşuna gelmiş gibi hissetti. Uzun siyah saçlarını bağlama ihtiyacı duymuştu. Etrafta pek kimseleri göremediğinden olsa gerek uzakta bütün evlerden daha ihtişamlı olan eve doğru yürümeye başladı. Yürürken yine o dal parçasını da yanında taşıyordu.
İleride mermerden oyulmuş bir heykel vardı. Heykel, yuvarlak bir havuzun içine yerleştirilmişti ve su heykelin avuçlarının içinden havuza akıyordu. Zenaid etrafına bakındı, oldukça susamıştı. Etrafında kimse olmadığına karar verdiğin havuza yaklaştı ve matarasına su doldurmaya başladı. Ardından yolun verdiği kir ve çamuru biraz da olsa azaltmak için ellerini ıslattı, yüzünü ve saçlarını ıslattı. Uzun siyah saçları ıslak haliyle yıldızlar gibi parlıyordu. Üzerindeki eski cübbeyi çıkardı ve çantasına koydu. Hemen içinde beyaz bir gömlek vardı, kahverengi gözlerinin etrafında suyun oluşturduğu damlacıklar yanaklarından gömleğine doğru ilerliyorlardı. Derin bir nefes aldı ve havuzun yanındaki mermerden yapılmış zemine oturdu. Kendi kendine mırıldanmaya başladı:
"Bu kadar güzellik ve bir arada..... Saf, temiz bir güzellik..... Nehirler gibi berrak..... Nasıl olur da böyle saf ve temiz kalır?... İnsanların bu topraklara pek sık gelmedikleri belli....."
Bütün yorgunluğu gitmişti sanki, matarasından biraz su içti. Kurumuş boğazından geçerken sanki su değil de başka bir şey içmişçesine birşeyler hissetmişti. Bu berrak suyun tadı farklıydı, insanda güzel hisler uyandırır gibiydi. Tekrar matarasından su içti. Sanki hiç yaşamamış gibi hissediyordu, bir daha böyle hissedemeyeceğini düşünerek zorlanarak da olsa oradan kalktı. Ve cebinden çıkardığı küçük bez parçasıyla saçlarını başının arkasında topladı ve bağladı. Tekrar o havuza baktı, su akmaya devam ediyordu. Derin bir iç çekti ve o büyük eve doğru ilerlemeye devam etti.
Biraz yürüyüşün ve merdivenlerin sonunda bu büyük evin kapısına vardı...

Konu: Geri: Taht Odası Cuma Mayıs 01, 2009 8:54 pm

(Zenaid anlamadım niye geldiğinizide ayrık vadiye öyle herkes elini kolunu sallayarak giremiyor ? hele ki taht odasına, acaba özel bir durum mu söz konusu ? )

Konu: Geri: Taht Odası C.tesi Mayıs 02, 2009 10:23 am

(canım önce terk olmuş handa imladrise gittiğini yazacaksın sonra,imladris şehrine giip içeri girdiğini yazdıktan sonra taht odasına geleceksin. ali ya ben de merak ettim hadi eve döncem çabuk neymiş şu hediye)

Konu: Geri: Taht Odası C.tesi Mayıs 02, 2009 7:52 pm

Lthien gözlerine inanamadı. Yeni ay şeklin de altın renginde,sürekli parıldıyan kolyesi. Bunu küçük bir kız iken cirdan dan almıştı. Arnando sürekli parlamasına hiç anlam veremezdi. Garip bulurdu. Kardeşinin bakışlarını ve tutumunu hatırladıça yüzüne yayılan gülümsemesi iyice belirginleşti. Orta Dünya dan ayrılmadan önce kaybetmişti."Nereden buldun bunu?"dedi sevinçle.

Bu arada bir koku almıştı.İnsana ait ve kafasında bir imgelem belirdi.Uzaklardan gelen bir güneyli."İnsanı içeri alınız"diye ekledi Lthien muhafıza.

Konu: Geri: Taht Odası Salı Mayıs 05, 2009 10:43 pm

Ölümsüz topraklara gittim abla.Senden habersiz. Yüzü asıldı ve yere eğildi. Gitmek zorundaydım.Ve yine gideceğim uzun bir süre senden ricam kabileme sahip çıkman. Diyip gemide bekleyen gemisine doğru ilerledi ve gemisiyle ölümsüz topraklara açıldı.

Konu: Geri: Taht Odası Çarş. Mayıs 06, 2009 9:37 am

Lthien kardeşinin ardından hüzünlü bir şekilde baktı. Ne zamana kadar gelmeyeceğini iyi biliyordu. Kabile ve halkı için elinden geleni yapacaktı. Kardeşinin gidişini izlerken içini hüzün kapladı. Hem ailesini hem de eşini çok özlemişti ama daha yapacağı çok şey vardı,ancak o zaman dönebilecekti.Kendini toparladıktan sonra muhafızlara döndü"Muhafız! İnsanı içeri al!"